Tüm dünyada özellikle son 20 -25 yıldır sezaryen oranında gittikçe artma mevcuttur. Sezaryen oranlarını düşürmek için çeşitli çözümler üretilmeye çalışılmaktadır. Ancak yinede bunun tam olarak başarılabildiğini söyleyemeyiz.

Amerika Birleşik Devletlerinde İkinci dünya savaşı sırasında % 5 olan sezaryen oranı 1970lerde %15 olmuş ve 2004 yılı sonrasında %29 a kadar çıkmıştır.

İngiltere’de gebe kadınların sezaryen olma oranları %22 lerdedir. Yine İngiltere’de Kadın doğum doktorları arasında yapılan bir çalışmada kendileri ve eşleri için sezaryen seçme oranı %30 a kadar çıkmaktadır. Yine doktorların %60-80 ‘i, hasta sezaryen isterse sezaryen yaparım demektedirler.
Bunun sebepleri arasında doğum ağrısı korkusu, doğumda oluşabilecek kadın genital sistemindeki yaralanmalar, bebekle ilgili sorunlar, gebenin doğumdan sonra büyük abdestini veya idrarını tutamama sorunlarına engel olmak amacıyla ve de bazı hastalarda cinsel disfonksiyon korkusunda dolayı isteğe bağlı sezaryen arzu etmişlerdir.
Tabi tüm Avrupa ülkelerinde sezaryen ve normal doğum yapma oranı bu kadar yüksek değildir. Mesela Hollanda ve İrlanda’da sezaryen oranları %5-10 a yakın bir düzeydedir. Bunun sebebi olarak eğitim ve ebelik sisteminin çok iyi oturması olarak düşünülmektedir.

Sezaryenle doğumun artmasının en önemli sebeplerinden biride yardımcı üreme tekniği ile artmış olan çoğul gebelik, kıymetli gebelik ve erken doğum oranlarıdır. Yine daha önce geçirilmiş sezaryenli hastaların artması, medikolegal sorunlar, malpraktis yasasının da getirdiği baskı ile hekimin doğum eylemi sırasındaki ufak bir problemde risk almamak için sezaryene yönelmek zorunda kalması, artan anne yaşı, hastaların doğum eyleminde yaşayacakları ağrıdan veya doğumdan korkmaları gibi birçok etken bu seçimde rol oynamaktadır.

Normal Doğum oranlarını nasıl arttırabiliriz?
Normal doğum oranlarımızı arttırabilmek için gebelik süresince anne ve baba adayının bu konuda eğitilmeleri anne adayının doğum için hastaneye geldiğinde nasıl bir süreç yaşayacağını bilmesi, doğum ağrıları ile nasıl baş edebileceği hakkında önceden bir fikri olması önemlidir. Ayrıca her gebeyle yakından ilgilenebilecek deneyimli ve eğitimli yeterli sayıda ebe ve sağlık personeli, yeterli sayıda doğumhane araç ve gereçlerinin olmasıda önemlidir. Tabi malpraktis yasasıda tüm hekimler için tüm dünyada olduğu gibi büyük bir korku oluşturmaktadır.

 

Kadın Doğum Uzmanlarının tercihi ?

Normal doğum mümkün olduğu takdirde her zaman tercihimizdir ancak unutmamalıdır ki bizim kadın hastalıkları doğum uzmanı olarak asıl görevimiz anne ve bebeği sağlıklı olarak doğum sonrasında evine gönderebilmektir ve bunu sağlayabilmek içinde gerektiği yerde gereken müdahale yapılmalıdır. Yani primer olarak bizler tabii ki annenin ve bebeğin sağlığını düşünmek zorundayız.
Türkiye’de anne ölüm oranı ne kadar değişti ?

Türkiye’de anne ölüm oranı 1970lerde yüz binde 138 erden 2000li yıllarda artık bu oran gelişmiş ülkelerdekine yakın olan yüz binde 21 lere inmiştir. Bu iyileşmede sezeryen oranlarının artmasının rolü yadsınamaz.
Türkiye’de nekadar oranda sezaryen ve normal doğum yapılıyor?
Ülkemizde yapılan çalışmalar incelendiği zaman üst düzey referans hastanelerinde sezaryen oranlarının %40’lara ulaştığı görülmekle beraber Türkiye’de sezaryen oranlarının %15-35 arasında değiştiği bildirilmiştir.

Türkiye’de normal doğumu destekleyen çalışmaların sonucunda 2006 yılında toplam doğum oranı 706 bin iken, bunun 288 binini, yani yüzde 40,8’ini sezaryenle doğum meydana getirirken, 2007 yılında ise, toplam 766 bin doğum gerçekleşmiş ve bu doğumlarda 251 bin annenin, yani yüzde 32,8’lik bir kısım sezaryenle doğum yapmıştır.