Gebelik döneminde demir ilacı (halk arasında kan hapı) kullanımı üçüncü aydan itibaren rutin olarak önerilmektedir. Bu ilaçlar +2 veya +3 değerlikli demir içerirler, gebelik sırasında anemi (kansızlık) gelişimini önlerler. Bazen de zaten mevcut olan kansızlığın tedavisi için kullanılırlar.
Gebe kadınlarda kansızlık olmasa dahi gebelik boyunca 3. aydan doğuma kadar demir preperatı kullanmaları önerilir çünkü hamilelik kansızlık gelişmesi için eğilim yaratan bir dönemdir. Demir preperatları almadan sadece yiyecek ve içeceklerle kansızlığı önlemeye çalışmak yeterli olmaz. Gebelik süresince kadınlarda kan hacmi artar, kanın plazma (yani sıvı kısmı) artar, bu nedenle kan içerisindeki kırmızı kan hücrelerinin (eritrosit) hacim olarak oranı azalır bu da kansızlık gelişmesine neden olur. Kan hücrelerinin yapımı arttırılmaya çalışılır, bunun için de demire ihtiyaç vardır.
Demir ilaçları hap (tablet) şeklinde veya küçük şişelerdeki şurup şeklinde olabilir, bunların hepsi de gebelikte kullanılabilir, ilacın formu veya markası önemli değildir. Önemli olan doktorunuzun önerdiği dozda hamilelik boyunca demir ilacı kullanılmasıdır. Bazen kansızlık tedavisi için intramuskuler enjeksiyon (kalçadan) veya serum şeklinde demir preperatları da hamilelik döneminde kullanılabilir.
Demir elementi, kanda hemoglobinin dolayısıyla alyuvarların (eritrositlerin) yapısına girerek, akciğerlerle vücuda alınan oksijenin dokulara taşınmasını sağlar. Bu durum demir eksikliğinin yarattığı halsizlik ve yorgunluk gibi belirtileri de açıklıyor sanırım.
Demir içeriği zengin besinler ve Demir emilimini arttırmak için dikkat edilmesi gerekenler;
En çok bulunduğu besinler arasında dalak, karaciğer gibi hayvansal ürünleri, pekmez, yulaf, mısır, buğday kepeği, maydanoz, ayçekirdeği, kabak çekirdeği ve bira mayası gibi bitkisel kökenli ürünleri sayabiliriz. Bunun dışında süt, yumurta, tavuk, et, balık, soya fasulyesi, kuru meyveler, yeşil yapraklı sebzeler, mercimek, ceviz, fındık, fıstık, patates, yer elması, hurma gibi besinler de demir içeriğince zengindir. Ancak bunları tüketirken dikkât edilmesi gereken birkaç husus vardır.
Hayvansal ürünlerdeki demir, bitkisel ürünlerdekilere oranla vücutta daha kolay emildiğinden, çocukları et, tavuk, balık, yumurta ve süte yönlendirmek daha doğru olacaktır.
Çay ve kahvedeki alkaloidler demirle kompleks oluşturup emilimini engellediğinden, sütlü çay, sütlü kahve, yumurta eşliğinde içilen çay yaptığımız yanlış tercihlerdendir.
Kalsiyum içeriği zengin besinler de demirin bağırsaktaki emilimini azalttığından, et ürünleriyle tüketilen ayran, pekmezli süt, yumurtayla tüketilen süt, ıspanaklı yoğurt bu olumsuzluğa örnek sayılabilir.
Narenciye gibi C vitamininden zengin besinler demirin vücuda alımını kolaylaştırdığından, etin ya da yumurtanın beraberinde tüketilen bir bardak portakal suyu maksimum faydalanmayı sağlayabilir.
Midenin boş olduğu anlarda ya da mide asit salgısını arttıran yiyeceklerle demir içerikli besinlerin tüketilmesi de, demirden faydalanmayı kolaylaştırır. Ne kadar zararlı gibi görünse de tavuklu sandviçin beraberinde içilen kola, demirin emilimine katkı sağlar.
Bakır, manganez, kobalt gibi minerallar ve B12 vitamini de demirin emilimini destekler. Saydığım mineraller zaten demir içerikli çoğu besinde doğal olarak bulunduğundan, ekstra bir mineral kaynağına başvurmaya da gerek yoktur. B12 Vitamini ise aklımıza gelebilecek hayvansal besinlerin çoğunda bulunur.
Bitkilerde bulunan oksalatlar demirle tuz oluşturup bağırsakta emilimini engellediğinden, domates, kuzu kulağı, ravent, kakao gibi bitkilerle demir içerikli besinler birlikte alınmamalıdır.
Süt ve ıspanak gibi bazı besinler demir içeriğine rağmen, kalsiyum ve oksalatları da yapılarında barındırdıklarından, kendi doğallıklarında demirden yararlanımı azaltırlar. Bundan dolayı doğal demir takviyesinde tercih edeceğimiz besinler arasında buna benzer ürünler son sıralarda yer almalıdır.
İlaç takviyesi olarak alınan demir preparatları, mutlaka yemeklerden en az iki saat önce alınmalıdır.